Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MÜSİAD Ankara'da yaptığı konuşmada enflasyonla mücadeleyi en temel mesele olarak değerlendirdi. Mayıs ayından itibaren 31 puanlık bir düşüş yaşandığını belirten Yılmaz, ocak ayındaki yüksek enflasyonun yıllık ücret ve fiyat ayarlamalarından kaynaklandığını açıkladı. Geçen yıla göre bu yıl ocak ayında daha düşük bir enflasyon beklediklerini ifade etti.
Enflasyon Hedefleri
Yılmaz, enflasyonun iki-üç ay içinde yıllık bazda %40'ın altına düşmesini, yıl sonuna doğru da 20'li rakamlara gerilemesini öngördüğünü söyledi. Kısa vadede enflasyonla mücadele büyümeyi yavaşlatabilir ancak fiyat istikrarı ve öngörülebilirliğin sağlanması uzun vadeli büyüme için şarttır. Türkiye's geçmiş verilerine göre düşük enflasyon dönemlerinde daha hızlı büyümüştür. Kalıcı satın alma gücü artışı için enflasyonun düşürülmesinin şart olduğunu vurgulayan Yılmaz, vatandaşın önceliğinin enflasyonla mücadele olduğunu ve hükümetin de tüm imkanlarını bu konuya seferber ettiğini belirtti. 2025 yılının farklı bir dönem olacağını umduklarını dile getirdi.
2026-2027'de Tek Haneli Enflasyon
Enflasyon beklentilerinin iyileşmesiyle birlikte, 2025 sonuna doğru enflasyon sorununda büyük bir azalma hedefleniyor. Yılmaz, 2026-2027 perspektifinde tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşmayı planladıklarını açıkladı. Bu hedef doğrultusunda kararlı adımlar atıldığını vurguladı. Hükümetin bu konudaki plan ve programının net ve uygulanabilir olduğunu belirtti. Ekonomik istikrar için sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi de önemli.
Enerji ve Altyapı Yatırımları
Yılmaz, sosyal konut projelerinde enerji verimliliğine odaklanıldığını ve yeni evli çiftlere öncelik verildiğini belirtti. Türkiye'nin enerji alanında dışa bağımlılığını azaltmak ve yerli kaynakları artırmak için çalıştığını, Gabar'daki petrol üretimi ve doğal gaz keşifleri gibi başarıları örnek gösterdi. Yeni enerji hamleleri için bürokratik süreçlerin kolaylaştırıldığını ve özel sektörün desteklendiğini kaydetti. Demiryolu ve lojistik yatırımlarına da öncelik verildiğini ve lojistik maliyetlerinin düşürülmesi için hızlı tren projelerine odaklanıldığını ifade etti. Bu yatırımların Türkiye ekonomisinin rekabet gücünü artıracağı düşünülüyor.