Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) haftalık verilerine göre, Kur Korumalı Mevduat (KKM) bakiyelerinde düşüş devam ediyor. Geçen hafta 13 milyar 6 milyon TL azalışla 521 milyar 610 milyon TL'ye geriledi. Bu durum, toplam mevduat içindeki KKM payının %2,26'ya düştüğünü gösteriyor.

Kredi Hacmi ve Mevduat Artışı

11 Temmuz haftasında bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi 119 milyar 73 milyon TL artışla 19 trilyon 694 milyar 210 milyon TL'ye ulaştı. Aynı dönemde toplam mevduat ise bankalar arası işlemler dahil 518 milyar 657 milyon TL artarak 23 trilyon 87 milyar 902 milyon TL seviyesine yükseldi. Bu artışın, tüketici kredilerindeki hızlı büyüme ve diğer kredi türlerindeki artışlarla yakından ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. Mevduat artışının, genel ekonomik aktivite ve bireysel tasarruf davranışlarındaki değişimleri yansıttığı düşünülüyor. BDDK verileri, sektörün istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Ancak, KKM'deki azalmanın, bu büyüme trendinin sürdürülebilirliğini nasıl etkileyeceği henüz net değil. Merkez Bankası'nın para politikalarının ve döviz kuru hareketlerinin hem kredi hacmi hem de mevduat üzerinde önemli bir etkisi bulunuyor.

Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları

Tüketici kredileri 16 milyar 725 milyon TL artarak 2 trilyon 398 milyar 14 milyon TL'ye ulaştı. Bu tutarın 588 milyar 450 milyon TL'si konut, 58 milyar 631 milyon TL'si taşıt ve 1 trilyon 750 milyar 933 milyon TL'si ihtiyaç kredilerinden oluşuyor. Tüketici kredilerindeki artış, özellikle konut ve ihtiyaç kredilerinde gözlemlenen talebin yüksek olduğunu göstermektedir. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 0,9 artışla 2 trilyon 261 milyar 402 milyon TL oldu. Bu alacakların önemli bir kısmını taksitli borçlar oluşturmaktadır. Tüketici harcamalarındaki gelişmeler ve kredi erişiminin kolaylığı, bu artışın ana faktörleri arasında yer almaktadır. Ancak, artışın sürdürülebilirliği ve olası riskler, dikkatlice takip edilmesi gereken önemli bir konudur.

Takipteki Alacaklar ve Öz Kaynaklar

11 Temmuz itibarıyla takipteki alacaklar 5 milyar 572 milyon TL artarak 437 milyar 341 milyon TL'ye yükseldi. Bu alacakların önemli bir kısmına özel karşılık ayrılmış olsa da, bankaların risk yönetimi stratejileri ve olası kayıpların sektör üzerindeki etkisi takip edilmeyi gerektiriyor. Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları 10 milyar 176 milyon TL artışla 4 trilyon 24 milyar 31 milyon TL'ye ulaştı. Yasal öz kaynaklardaki artış, bankaların sermaye yapılarının güçlü olduğunu ve olası risklere karşı daha dirençli olduğunu gösteriyor. Ancak, ekonomik belirsizliklerin artması durumunda, öz kaynakların yeterli olup olmadığı sürekli olarak değerlendirilmelidir. Bu durum, hem bankaların istikrarı hem de genel finansal sistemin sağlığı açısından son derece önemlidir.